-
Hakemli Makale
-
Hukukun Ekonomi Politiği Açısından Ücret Hırsızlığı
Arca Alpan
HUKUKUN EKONOMİ POLİTİĞİ AÇISINDAN ÜCRET HIRSIZLIĞI
Özet: İşverenlerin yasal veya sözleşmesel ücreti ödememesi ücret hırsızlığı olarak tanımlanmaktadır. Asgari ücretin altında yapılan ödemeler ve eksik fazla çalışma ücretleri de bu tanıma dâhil edilmektedir. Son yıllarda yasal asgari ücret, ücretli çalışanlar açısından ortanca ücret hâline gelmiştir. İşgücü istatistiklerinin ortaya koyduğu üzere ortalama çalışma saatinin yasal azami çalışma saatinin çok üzerinde olması ve fazla çalışmaları karşılamayacak düzeydeki ücretler birlikte düşünüldüğünde Türkiye’de ücret hırsızlığının enformel/formel sektör, küçük/büyük işletme, büro çalışanı/kol gücü çalışanı olmak üzere geniş kategorilerde yaygınlaştığı ortaya çıkmaktadır. Ücret hırsızlığını besleyen iktisadi etmenler enformel istihdam, proleterleşme, mülksüzleşme, güvencesizleşme ve esnekleşme gibi olgulardır. Marksist emek-değer kuramından çıkarımla denebilir ki, güncel sorunlarla sınırlı kalınmadığı takdirde dahi ücret hırsızlığı, yalnızca bölüşüm ilişkilerinden kaynaklanmayan ve hatta üretim tarzına kadar dahi izi sürülebilen bir mekanizmadır.
Marksist eleştiri açısından bakıldığında, ücretler ve hukuk arasındaki ilişkinin iki yönü bulunmaktadır. Birincisi burjuva hukuksal biçiminin ortaya koyduğu çerçevede işveren ve işçi arasında sözleşme serbestisi ilkesi varsayımıyla özel hukukun, ikincisi refah kapitalizminin vurguladığı çerçevede işçiyi işverenden asgari ücret tarifesiyle koruduğu varsayımıyla kamu hukukunun konusu olmasıdır. Hukuka Marksist eleştiri içinde ilk soyutlama hukuk fetişizmine, diğeri ise hukuksal fetişizme konu olabilmektedir. Buna rağmen, kapitalizme içkin görülen ücret hırsızlığı olgusunun emek hareketlerinin hukuksal mücadele alanı içindeki yerinin sorgulanmaya değer olduğu savunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Hukuk fetişizmi, Asgari ücret, Artı-değer, Proleterleşme, Güvencesizlik, İş hukuku.
WAGE THEFT FROM THE PERSPECTIVE OF POLITICAL ECONOMY OF LAW
Abstract: Wage theft is the act of employers failing to pay workers their legally or contractually entitled wages, including paying below minimum wage, or denying overtime pay. In recent years, the legal minimum wage has become the median salary for wage earners. Considering that average working hours significantly exceed the legal limits and wages remain unsatisfactory comparing to that level of overwork, labor statistics indicate that wage theft has become widespread across various categories in Turkey, including the informal/formal sectors, small/large enterprises, and office jobs/manual labor. Informal employment, proletarianization, dispossession, precariousness, and flexibilization are among the economic factors fueling wage theft. Based on the Marxist labor theory of value, it can be argued that even when not limited to current issues, wage theft is a mechanism rooted not only in relations of distribution but also traceable to the mode of production itself.
From a Marxist perspective, the relationship between wages and law has two aspects. First, established by the bourgeois legal form, private law assumes freedom of contract between employer and worker. Second, in the context of welfare capitalism, public law assumes the protection of workers from employers through minimum wage regulations. In the Marxist critique of law, former abstraction pertains to fetishism of law, while latter concerns legal fetishism. Nevertheless, it is argued that the phenomenon of wage theft, seen as inherent to capitalism, merits scrutiny regarding its place within the juridical field of struggle by labor movements.
Keywords: Fetishism of law, Minimum wage, Surplus-value, Proletarianization, Precarity, Labor law.
Tam metin için tıklayınız (PDF)
Arşiv 2025/Cilt:10 Sayı-1