-
Editörden
-
Editör'den... (2025, Cilt: 10 Sayı: 1)
Ahmet Melihşah Çevlik & Gönenç Hacaloğlu
“Daha”
“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü,
hem akıl çağıydı hem aptallık,
hem inanç devriydi hem de kuşku,
aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi,
hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı,
hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu…”
(Charles Dickens, “İki Şehrin Hikayesi”)
Charles Dickens, Fransız Devrimi döneminden bahsederken böyle söyler. Öyle bir dönemdir ki bu dönem ancak “daha” kelimesi ile diğer dönemlerden ayrılabilir. Benzer günlerden geçtiğimiz söylenebilir. Hiç değilse benzer “yaygaracılar” olarak biz hukukçuların, aynı kelimeyi kullanmadan cümle kuramadığı benzer günler: “Daha otoriter, daha karanlık, daha hukuksuz…” Bir yokluk durumunun, zaten hiç olmadığı defaatle vurgulanmış ve zaten bu yüzden “-suz” ekine ihtiyaç duyulmuş bir kavramın “dahası” mümkün olur mu? “Biraz hukuksuz” ile “daha hukuksuz” olan arasındaki fark hukukla mı ilgilidir yoksa edebiyatla mı? Peki ya sorun hukukta ya da “daha”da değil de hukukun aldığı ekte ya da bizim onu kavrayış biçimimizdeyse? Ya yaşamakta olduğumuz şey, “hukuk-suzluğun” değil de hukukun tüm çıplaklığıyla “daha” da fazla hissedilmesinden kaynaklanıyorsa? Veya şöyle soralım, ya hukuk sandığımız kadar masum bir şey değilse?
Hukuka dair bilinçli ama ufak bir provokasyonun ardından okurlarımıza yönelik bir özürle başlamak isteriz. Eylül ayında çıkması planlanan sayımız, ne yazık ki elimizde olmayan sebeplerle çıkamadı. Okumakta olduğunuz bu sayı, bu nedenle Eylül-Ocak birleşik sayısı olarak çıkmak durumunda kaldı. Yenilenen Hukuk Kuramı dergisi, yeni yolculuğuna, zaman zaman aksasa da hızlıca toparlanarak devam ediyor ve edecek…
Tam metin için tıklayınız. (PDF)
Künye ve içindekiler için tıklayınız. (PDF)
Arşiv 2025/Cilt:10 Sayı-1